Halit Güllüoğlu
20 Mayıs 2009
Hani meşhur bir söz vardır” büyük balık küçük balığı yutar” gibi.Bunu bir çok olaya uyguladığımızda gerçeği yansıttığı anlaşılır.İşte Süleyman Soyluyu Süleyman Demirelin yuttuğu iddiasında olduğu gibi. Baba Süleyman kritik her dönemde Cindoruk vasıtasıyla siyasi yoklamalarda bulunduğu bilinir.Bu bazen yeni bir siyasi mücadeleye işarettir Yahutta bir cepheyi sarsmak amacına yöneliktir. İşte yaşa başa bakmadan zamanlamanın hesabı tam olmadan yola çıkmak gibi.
Türkiye solu bunalımda iken bütün gelişmelerin nereye varacağını tahmin mümkün değildir. Baksanıza DSP’nin dahi rahmetlik Ecevit’ten sonraki haline. Çok başlılığın yanında Ana Ecevitin sözü dahi dinlenmez oldu.Bu mücadelenin içinde ve altında ne yatıyor acaba? Hangi mirasın paylaşılması söz konusudur. Ola ki manevi amaç taşıyanların yani fikri savunmanın yanında rant kavgası da olmasın. DSP nin birikmiş büyük meblağlarının varlığı unutulmasın..
Yani siyasi hesaplar son yıllarda hiç mi hiç tutturulamıyor. Çünkü AK Parti hem sağı hem solun isteklerini zaman zaman gösteriyor. Demokrat Parti geçmişin haşmetli bir partisi iken iç ve dış hatalarından kazaya uğradı. Bu öyle bir kazaydı ki işin sonunda “ölümler” doğdu. Başbakan. Dışişleri ve Maliye Bakanlarının akibeti malum. İçişleri Bakanı Namık Gediğin de cinayete kurban gittiğini söyleyebiliriz. Bunu gerçekleştirenlerin yargısın tarihe bırakalım. Yarınlarımıza ders olsun.
Derken 1980’lere kadar askeri tırpanlamalara rağmen en son 12 Eylülle Partilerin tümü kapatıldı.40 yıla damgasını vuran Adalet Partisi ve Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi kapatıldı. Liderlerinin kısır çekişmeleriyle Türkiye’miz bu sefer tam darbeyi yemişti. Sonuçta siyasi yasaklar delindi Cumhuriyet Halk Partisi bir türlü çağdaş anlayışa uyum sağlamadan Baykal ile yola devam etmektedir. Adalet Partisi ise bir ara seçmenini ANAP’a kaptırdı.Daha sonra Doğruyol Partisiyle Süleyman Demirel’i hem iktidar hem Başbakan ve hem de Cumhurbaşkanlığına götürmüştür.
İşte bundan dolayı Demokrat Parti denince onun misyonu ve temsilcilik sıfatı önem arzeder. Küçük Süleyman diye anılan Soylunun son mücadeleleri başarıya erişmedi. Amma doğrusunu söylemek gerekirse gerek Başkanlığı ve gerekse siyasi çizgisiyle yeterli olmasa da samimiydi. Üstelik AK Partinin orta sağa da sahiplenmesi Demokrat Parti için dezavantajdı. Çünkü bir çok Demokratlarca savunulan değere AK Partisinde bulanlar çoğunluktaydı.
Bundan dolayı Süleyman Demirel ile Cindoruğun nasıl bir “dirilişi” sağlayacakları merakı mucip olmuştur. Bu liderlerin her alanda AK Partiyi eleştirmeleri Demokrat Partiyi ihyaya yetecek mi?Bunu zaman gösterecektir.Büyük balığın küçük balığı yutması işte böyle bir şey.En iyisi beklemek ve görmektir..
Hoşça kalın.