Sabri Dişli
2 Ekim 2007
Nice büyük devlet adamları, yazarlar, kâşifler, mucitler, bilim adamları köyden çıkmıştır.
Kentle mukayese edilirse, entelektüel köylü sayısı şehirli aydınların sayısını ezer geçer…
Cumhuriyet tarihine şöyle bir baktığımızda… Köyde karga kovalayan Mustafa Kemal’den tutun, Ispartalı çoban Süleyman’a kadar etkin bir köylü yönetimi vardır…
şanlıurfa’dan örnek vermek gerekirse; Bknz. şanlıurfa meclis-i mebus-an tarihine…
Bir yandan, köyden kentliye ders verecek aydın köylü yetişir…
Diğer yandan da, heybesi, çırpısı, tavuğu, kuzusu, tezeği, ineği, düğünü, taziyesi, tabancası, cakası ile kent kültürüne köycü kültürü dikte etme inadını sürdüren köylü…
Bunların içinde iki tane tehlikeli tipoloji vardır.
Biri kentteki hegemonyacılar…
Diğeri kentlileri kıskanan, dinden eden, yarı “hoca” ile candan eden yarı “doktor” takımı…
Tipoloji deneklerindeki tarafların arasında “aydın” silueti ile kendini lanse edip, “köylü kurnazlığı” yaparak etnik köken ayrımcılığı yapanlar yok mu? Baldırından şıpır şıpır “şovenizm” akan; ikiyüzlü şarlatanlar.
Yıllardır aynı eksende dönen konulardan üfürük meselelerden kendine pay çıkaran… Tüm girişimleri, yazılımları, yazıları, alıntı, çalıntı, sahiplenme olan… Çaldıkça göz yumulan, göz yumuldukça çalan; pişkin hırsızlar…
Kentliyi “muhallebi çocuğu” diye nitelendiren, kent kültürünün hoşgörüsünden faydalanarak her taşın altından çeşitli cinliklerle çıkan yaratıklar.
Kentli de; kölelerini kayıp eden Roma’nın soylu aristokratları gibi…
şehir hegemonyasını kayıp ettiğini görünce oturup hıçkıra hıçkıra ağlayan; başarının ayağına gelmesini bekleyen pısırık tipler…
Tekrar Bkz. Siyasi tablo…
Hani kentli de, şuur altında bir takım ayrımcılıklar beslemiyor değil.
Son günlerde evangelizm denilen sapkınlığın başındaki (Phuşt’un) ortaya attığı; kıyamet alametinin eçüc meçüc’ü…
Enteresan olan eçüc mecüc’ü oynayan kentli ve köylü ayrımcı aktörlerine, vatanperver, adam, hatta aydın muamelesi çekilmesi. Bu şeytan kılıklı adamlar gece gündüz ayrımcılık ateşinin altına odun, kömür, benzin, yanıcı parlayıcı ne buluyorlarsa atıyorlar…
E, tabi her kılığa girme yetenekleri var.
Yahu bunlar kıyamet yaratıkları!
Virüs… Habis… Atmasan çökecek, çökertecek bellekleri…
Durduk yerde adamı “faşist” eder bunlar…
Ülke tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş süreci yaşıyor…
Hızlı göç, nüfus yoğunluğu nedeniyle şanlıurfa bu sürecin tam ortasına düşmüş…
Ne yazık ki; iki tarafın da evcilleşme evresini 3. ve 4. kuşağı olan bizler en ağır biçimde yaşayacağız.
Bizden sonraki kuşak, evcilleşen yaratıklarla birlikte daha rahat bir yaşam sürdürecek. Tabi ecüc ile mecüc kıyamet kopartmayı başaramazsa?