Ömer Elçi
21 Mart 2009
AKP 2006’dan sonra Türkiye’de kendinden başka parti olamayacağı sendromuna kaptırdı kendini… AKP’ye oy verenler bile bunu söylemeye başlamış.
Türkiye hem söyleniyor, hem alkışlıyor.
Kötüler içinde daha az kötü anlayışı yayılırken alkışlanıyor siyasiler…
“Daha az hırsız olabilir” cümlesini seçmenden duyduğumda, ayakkabımın içindeki parmaklarımı oynatırken, gözlerimi yukarıya çevirip, beynimde türkü söylemeye başlarım.
Kabullenmiştik, tepkisizlik, sessizlik Türkiye siyasetinde çürümüşlüğü derinleştiriyor, yaygınlaştırıyor.
Oy isterken seçmene her türlü vaadi verirler. Seçilipte ulaşılmazlığa, dokunulmazlığa kavuştuklarında ağalaşırlar; efendileşirler, başkalaşırlar…
Türkiye siyasetinin çürümüşlüğünün göstergesi olmaya başlamıştır yerel seçimler.
* * *
Türkiye’ye özgüdür gelen ağam, giden paşam…
Siyasette ağalaştırılır seçilen.. Bazı seçmenler her ne hikmetse maraba, guraba kompleksine kaptırır kendini. “Sen ağasın, paşasın, efendisin bizi yönet” demeye başlar çoğu yerde seçmen. Ağalaştırılan zaman diliminde maraba, guraba grubunda daha çok kişinin olması gerektiğini savunmaya başlayabilir.
Doğu ve Güneydoğu’da, hele ki Şanlıurfa siyasetinde ağa, paşa çoktur. Babadan oğula veya aynı familya arasında sürdürülen siyaset uyutmayla, oyalandırmayla süregelir yıllardır..
Şanlıurfa’nın süregelen siyaset yanlışlıklarına nasıl tepki göstereceğini 29 Mart yerel seçimleri gösterecek.
* * *
Başbakan Sayın Erdoğan’ın, AKP teşkilatının dikkate almayacağını bildiğim halde 7 yerel, 7 genel başlıklı yazımı (6 Mart’ta) saygıdeğer okuyucularla paylaştım.
Köşe yazılarımı takip eden, AKP mitingini izleyen; seçim bürosu konuşmalarını dinleyen Mülayim son haftalarda bana soru sormaya, soruların akabinde kendi düşüncelerini de paylaşmaya başladı. “Yazar olarak bazen sen de afra tafra yapıyorsun. Düşüncelerimi, önerilerimi paylaşmama rağmen köşende bana yer vermiyorsun” demekte. Sonuna kadar haklı. Sorularıyla ve yorumuyla Mülayimi sözlerin görüşüne sunuyorum.
* * *
Mülayim – “Ah benim Şanlıurfalı kardeşim, biz bu millete güzel insanların efendisi olmaya gelmedik” ve “Bu millet esareti ret ediyor. Bu millet hür iradesi üzerinde hiç bir gölge istemiyor” diyen kim?
Başbakan Erdoğan…
Mülayim – “Efendilik kapsamlıdır. Başbakan, “insanların efendisi olmaya gelmedik” dese de Fakıbaba’yı hiç bir neden gösteremeden dışlaması; “Oymak’ı seçeceksiniz” demesi “Ben sizin efendinizim” demek değil midir?
Başbakan Erdoğan’ın Şanlıurfa’nın hür iradesi üzerinde gölge olmadığını hangi aklıselim savunabilir?
Şanlıurfa esarete sabır göstermiştir ama esarete boyun eğmemiştir. 11 Nisan en yakın tarihteki örnektir. 6 Mart’ta miting meydanında demokratik şekilde tepkisini dile getirenler hür iradelerine gölge istemeyenlerdir, provokatör değillerdir; Şehit, gazi torunlarıdır. Söz ve öz elçibey, söz ve öz!..
* * *
Mülayim, “3 temel ilkemiz var. Hizmet, hukuk ve hürriyet” ve “Siz tepeden bakarsanız halk sizi sevmeye mecbur değildir. Halkına afra tafra yapmayacak siyasetçi mütevazi olacak” diyen kim?
Başbakan Erdoğan;
“The very good. Afek. Herkes için geçerli olmasa da Fakıbaba başkanlığı döneminde 3 temel ilkenin mücadelesini onurluca yapmıştır. Halka tepeden bakmamıştır, afra tafrada yapmadığından hep mütevazi olduğundan halk tarafından sevilmiştir. Halk kimin afra tafra yaptığını, kimin mütevazi olmadığını anlamıştır. Seçmen olmazsa seçilmiş olamaz, söz ve öz elçibey söz ve öz…
* * *
“Bundan sonra desteği nereden bulacaksın?” Diyen kim
Başbakan Erdoğan…
Bu , aday üzerinden halkı tehdit etmek değil midir?
Ayrıca 2011 seçimleri var. 2011’de AKP Urfa’ya her türlü kaynağı aktaracaktır. Yapmadığı yatırımları yapacaktır, tekrar ilimizi kazanmak için.
Urfa muhasaraya direnmezse , Urfa hür iradesinin hiçe sayılmasını ön ilikleyerek; el pençe durarak kabullenirse, ceketi giyerse gelecekli zamanlarda gömlek de giyer, fanila da giydirilir.
Hiç bir hükümet, hiç bir Belediyenin 1 kuruşunu bile kesemez.
Borcu varsa yasal ödeneğinden en fazla % 40 kesebilir. Şanlıurfa, “elma demesini de bilir, alma demesini de bilirrr”
* * *
Hepsi bir tarafa Fakıbaba’nın en ufak bir yolsuzluğu hizmetsizliği olmuş olsa idi. Başbakan açıklamaz mıydı?
Vekillerini istifaya davet edenlere, ceketleri havaya atanlara Başbakan, “Şanlıurfa’nın güzel insanları niçin istifa diyorsunuz, ceketleri havaya atmak neden?” Diye soramaz mıydı.
* * *
AKP’nin treninde olmanın şartları ne? AKP’nin trenini yürüten kim? Yorumunu paylaşmıyorsun. Kendim sordum, kendimce de yorum yaptım. Şanlıurfa’daki seçmenler de efendice kendi aralarında hem soru soruyor, hem de yorumluyor. Şanlıurfa efendidir, efendiliği Başbakan kendince yorumlamaktadır. AKP’nin trenini de halk yürütmüştür. Şimdi ise halk, “Kendi trenimizi kendimiz yürüteceğiz, trene biz bineceğiz” diyor. Son sözüm de şudur ki; “Babamla, anamla, bacımla ak trenden iniyorum, halk trenine biniyorum. Babamla, bacımla, anamla sandığa gidiyorum sandığa…”
* * *
Mülayim Besingir’in sorularını, yorumlarını doğru bulursunuz veya bulmazsınız bilemem. Bildiğim Şanlıurfa Türkiye gündeminde ilk sırada..
Şanlıurfa’da, Türkiye’de söylenen, görünen o ki Urfa yedi koldan, yedi düvelden gelenlerle, getirilenlerle muhasaraya alınıyor, alınmaya çaba harcanıyor.
Şanlıurfa seçmeninin demokratik haklarını kullanarak; hür iradeleriyle, gerçekleri görerek seçime gideceğinden eminim.
Provokatörlere, çamurculara, boş vaatçilere Urfa seçmeni kanmamalıdır ve inşallah kanmayacaktır.
Kimliğini yenileyip, TC nolu kimliğini alan anam, “Birilerine kızacak olsa da, alay edecek olsa da beni sandığa götür, hür irademle oyumu kullanacağım” diyor.
Mülayim gibi anamı da alarak demokratik hakkımı kullanmak için, hür irademle Şanlıurfa’nın geleceği için sandığa gideceğim.
Analar doğru söyler, birileri analara söz söylese de…