Ömer Elçi
22 Ocak 2009
“Şanlıurfa Belediye Başkanı Dr.Ahmet Eşref Fakıbaba seçildiği günden günümüze gelen kadar gecesini gündüzüne katarak, adam gibi adam duruşuyla belediyeyi kurumsallaştırmaya çaba harcamıştır” diyenlerle; “Makyaj yapmıştır” diyenler tartışırken, AKP tercihini Mehmet Oymak’tan yana kullandı.
Mehmet Oymak’ın adaylığının daha kuvvetli olduğu (açıklamaya 2 gün kala) fikrini yakın çevremle ve basındaki bir kaç kişiyle paylaştım.
“Balonlar patlatılıyor” içerikli köşe yazımda “Genel seçimler öncesinde AKP hükümetini zor virajlar bekliyor. TBMM’de çoğunluğu kaybetme endişesi var” derken, milletvekillerinin etkisinde kalacağını ima etmiştim. Nitekim kaldı ve şimdi ‘aşağı sakal, yukarı bıyık’ oldu..
Erdoğan ve milletvekilleri, (basında ve halk arasında yedi uyurlar, yediler gibi tanımlamalar Şanlıurfa siyaset literatürü de kalıcı mı, geçici mi olur bilemem) halkın % 82 desteğini almış olan Sayın Fakıbaba gerçeğini ve halkın tercihini hiçe saymışlardır.
İster Menderes döneminin psikolojisi deyin, isterseniz adını feodalite hakimiyetini sürdürme çırpınışları koyun …
* * *
Mehmet Oymak’ın adaylığını normal karşıladım ve şaşırmadım. Çünkü Mehmet Oymak eski camiadan, Erbakan döneminden günümüze gelene kadar MTTB, cemaetlerin, dergahların, derneklerin yapılanması içinde bulunduğundan, Erdoğan’ın “Başkanlar teşkilatıyla çok iyi geçinmelidir” düşüncesini hiç itaatsiz ve harfiyen uygulayacağından dolayı Oymak tercih edilmiştir.
Şanlıurfa seçmeninin yüzde 80’i aşan tercihini Erdoğan rüzgarıyla, vekillerin seçim döneminde seçmenlerle culluk, ardından da şıllık yiyerek işi tatlıya bağlayacakları inancıyla Sayın Fakıbaba dışlanmış, Oymak ise kutlanmıştır.
Her işte bir hayır vardır denir. Şanlıurfa seçmeni de “Hayırlar, hayırla sonlanır inşallah” demektedir.
Hayır iyidir, hele ki bol hayır Şanlıurfa’nın geleceği açısından çok önemlidir…
* * *
Mart seçimleri şu anki görüntüsüyle feodaliteye başkaldırı, feodaliteye karşı her türlü siyasal görüşün bir yana bırakılacağının; halkın iradesinin vekil iradesinden daha üstündür seçimi yönünde olup, olmayacağı şeklinde tartışılıyor.
Bir yanda aşiretsiz, arkalıksız , “Önce Allah için, sonra Urfam için, sonra partim için” düşüncesinden taviz vermeyen Fakıbaba; diğer yandan aşiretli, arkalıklı, Erdoğan rüzgarının güçlülüğüne, savuruculuğuna inananlar..
Bir yanda % 80 tercihe saygısızlık yapılmıştır diyen seçmen, diğer yanda ise seçmence, milletvekillerini ‘yedi uyurlar’, ‘yediler’ vs vs olarak tanımlayanlar..
Her işte bir hayır vardır. Fakir-fukara, guraba, köle, koyun görülenlerin hayırı da Allah katında daha hayırlı olur inşallah..
* * *
Senin neyine aşiretin, rantdaşların olmadan siyasete girmek.. Hele ki seçildikten sonra haftanın yedi günü gecesini gündüzüne katarak çalışmak. En ücra mahallelere kadar hizmet götürmek.
Senin neyine belediyeyi kurumsallaştırmaya çaba harcayıp, rantlara taviz vermemek, yetimin, öksüzün, halkımın parasını yedirtmem demek..
Senin neyine parti masraflarını belediye bütçesinden karşılamamak ve belediyeyi şeffaflaştırmaya çaba harcamak…
Senin neyine ŞUTİM, Otogar gibi nice yerleri rantiyecilerin önceden kopattıkları arazilere yapmamak, maskeli vicdancı ama cüzdancıları karşına almak…
Senin neyine köy görünümlü (köy düşünümlü kalınması da istenen) Şanlıurfa’yı değiştirmek, geliştirmek, hele ki temiz kaldırımlarla, ağaçlarla, çiçeklerle, güllerle Şanlıurfa’yı yeşillendirmek..
Senin neyine 5 yılda Şanlıurfayı bir çok alanda yeniliklerle donatmak ve “yaptıklarımızda illaki hatalar,eksiklikler vardır” deme nezaketini göstermek ve sıkça ulusal basında yer almak…
Kısacası senin neyine (ve de kim oluyorsun ki) Şanlıurfa’da yaşayanların gönlünde taht kurmak, sevgiyi filizlendirmek…
Onbinler etrafında kenetlenince, Şanlıurfa dinselliğini daha gerçekçilikle, derince bilenlerce; sezenlerce; Saadet Partisi’nden adaylık, kaybetme korkusu yaşayanları daha da korkuttu.
“Biraz daha beklemeli, araştırmalı ve danışmalıydın” sözleri artık geçersiz, anlamsız olsa da; siyaset yolundaki mücadeleden dönüş, kırılma noktasının başlamadan bitişi olur…
YSK’nın “Bir partiden adaylık yoklamasına katılan başka bir partiden aday olamaz” kararı kesindir ve seçim takviminin bitişiyle AKP tarafından devreye sokturulacaktır.
Görünen o ki, seçmenin istemi o ki, bağımsız kişiliğinle bağımsızlığa yürümek zorundasın artık.
Yürü hür maviliğin bittiği yere kadar…
* * *
Yaşlı bir kadıncağızın; “Ah yediler, vah yediler.. Urfalılar; Urfa’nın sevgisini, saygısını, güvenini kazanmış, Fakıbaba’yı biliriz ki Urfalılar kurda kuşa yedirmezler” dediğini bil.
Bil ki Şanlıurfa 11 Nisan kurtuluş mücadelesini bir kez daha yaşayacak.
Bil ki siyaset senin neyine diyenlere onurlu insanlar siyaset dersi verecektir.
Bil ki Şanlıurfa seçimleri Türkiye’deki kirli siyasetin kırılmasını başlatabilecek bir oluşumdur. Kırılmanın başlangıcı halkın sahiplenmesiyle, senin kararlılığınla kırılmış olacaktır.
Bilki halkın yüzde sekseni seninledir.
Yürü hür maviliğin bittiği yere kadar, hür ve bağımsız olarak ve de her zamanki gülümsemenle..
Siyaset senin neyine, siyaset sizin neyinize diyenlere Urfalı dersini vermelidir.