Ebru Okutan Akalın
11 Haziran 2008
Urfa yemyeşil.Üzüm bağları açmış. Her yandan gül kokuları savruluyor.Pınarlar şırıl şırıl akıyor. Memleketimin vekilleri harıl harıl sadece Urfa için çalışıyor.ıhale kovalayıp onun bunun malına göz diken kalmamış.Cebimizden çıkan vergiler gerçek sahibi olan bizlere geri dönüyor.Sivil toplum örgütleri çiğ köfte partileri dışında konularla ilgileniyor.Belediye Başkanı ile Vali barış içinde ortak kararlar alıyor.El ele Urfa’ya hizmet ediyor.
Tektek Dağları, Göbeklitepe,Harran, Balıklıgöl,Deyr Yakup,Halepli Bahçe, Fırfırlı kilise ve daha nice Urfa değerleri hak ettiği yeri bulmuş. Turist akınına uğruyor.Alt yapı çalışmaları bitmiş,çevre yolları,otobanlar trafiğe açılmış. Trafikte sorunun s’si yaşanmıyor.Korna sesi mi o da ne?
GAP tamamlanmış kargo havalimanından subtropik meyveleri,soya filizlerini,tekstil ürünlerini,akla hayale gelmeyecek meyve sebzeleri yurt dışına pazarlıyoruz.Öyle ki ürün dayandıramıyoruz. Ana vatanı Halfeti olan siyah gülleri dünyanın çiçek devi Hollanda’ya ihrac ediyoruz.
Sanayi öyle bir gelişmiş ki ele avuca sığmıyor.Alt yapısı AB standartlarında çevre kirliliği “
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın en az 3 sözü es geçilmiş her aile bakabileceği kadar çocuk doğuruyor.Herkes birbirine saygılı.Her sırada 1 çocuğun oturduğu ders işlenebilen, Atatürk’ü artist sanmayan çocukların yetiştiği bir eğitim sistemi oturmuş.3 hastane gezdikten ve ölümle burun buruna geldikten sonra doktor bulabilen hastalar yok.
Bir Pazar sabahı evimin arkasındaki inşası süren binadan gelen tak tuk sesleriyle uyanmadan önce bu rüyayı görüyordum.Uyanınca rüyam da bu yazının her cümlesi gibi yalan oldu gitti.