Mehmet Göncü
18 Aralık 2008
Kıymetli okuyucularım, bugünkü yazımın konusuna, “Beydaba, kelile dimle ve lafonten” gibi hayvanları konuşturan bir öyküyle başlamak istiyorum” Söz konusu masalımsı hikâye şöyledir: Vaktiyle, çobanın biri, Savana’da hayvanlarını otlatırken, annesi avcılar tarafından öldürülmüş ve henüz gözleri açılmamış bir aslan yavrusu bulur ve bu yavruyu ölüme terk etmez sürüsündeki hayvanların sütleri ile beslemeye çalışır. Neticede o yavruyu koca bir erkek aslan olana kadar büyütür. Ne var ki o koca aslan koyun sürüsüyle beraber büyüdüğü için, koyun gibi halim-selim, yumuşak huylu ve ürkektir. Örneğin; sürüye bir kurt saldıracak olsa koyunlardan önce kendisi delik delik koşacak yer arar ve korkudan tir tir titrermiş. Nihayet masal bu ya; Bir gün sürü bir göl kenarına varır ve su içme sırasında göl yüzeyinin berraklığında bir ayna gibi kendinin yansımasını görür, koyunlara benzemediğini anlar ve o zaman Aslan olduğunun farkına varır. Ve aslan gibi davranıp sürüyü korumaya başlar ve saldırgan olan her türlü belayı da def etmeye çalışır. “Bu masalı niye mi anlattın?” diye aklınızdan bir soru geçebilir. Bazen biz şuurlu canlılar olan insanlar bile ulu yaratıcının bizlere verdiği gücümüzün, zenginliğimizin ve sağlığımızın farkında bile değiliz. Düşünün bir kere; Bizler ulus olarak da dünyanın en zengin, en güçlü ve en güzel bir ülkesinde yaşıyoruz. Bunun farkında yeterince olmadığımız için hala halkımızın bir kısmı çok yoksul ve işsizdir. Aş ve iş dengesi, toplumsal himaye ve destek kuralları içinde yeterince sağlanamadığından bazı kimseler huzursuz ve çok karamsardır. Bu durumun, domino taşında olduğu gibi; meydana getirdiği bir dizi olumsuzluğu anlatmama ve yazmama gerek yok. Zaten bir ülkede yaşayan herkes görüyor, yaşıyor. Dolaylı ve dolaysız bir şekilde de etkileniyor. Yeminle söylüyorum: Ben ülkemizin olanaklarının ancak bir bölümünü imkânlar ölçüsünde çok boyutu olarak araştırmış biriyim. Gerçek şu ki; Bu aziz vatan ikiyüz milyon insanı şanla, şerefle yaşatacak ekonomik ve kültürel bir potansiyele sahiptir. Bakın; benim tespit ettiğim zenginliklerimizden bazıları şunlardır: Bir kere 780.0000 kilometrekare yüzey alanına sahibiz. Bu alan yamaçlarla hesap edildiğinde 810.000 kilometrekareye çıkmaktadır. İkincisi Üçüncü olarak da 26 nehir havzamızla yıllık 510 milyar metreküp takribi yağış periyodumuz ve yerkürenin en fazla yer altı su kaynağı rezervine sahip olmamızla 45 adet 10 kilometrekare yüzey alandan daha büyük göllerimizle, iyi ve tasarruflu olarak kullanıldığı takdirde su kaynaklarımız ihtiyacımıza fazlasıyla yetecek düzeydedir. Dördüncü olarak; ülkemiz, en az bilinen 11,500 yıllık bir tarih sürecinde, çeşitli kültürlerin harmanlanması ile de yeryüzünün açık bir uygarlıklar müzesi konumundadır. Öte yandan mümbit ovalarımızla da dünyayı besleyecek bir konumdayız. 42 çeşit maden rezervlerimizin bir çoğunda da dünyanın en çokları arasındayız. Ayrıca Asyanın, Kafkasların, Hazar denizi havzasının, Orta Asya’nın, Ortadoğu’nun, İran’ın ve Rusya’nın enerji kaynaklarının vanası konumunda olup, üç kıtanın ortasında, dünyanın kenar kuşak bölgesinde ve kuzey yarım kürenin de iklim bakımından da bir cenneti durumundayız. Açık toplumlara özgü, çalışkan, zeki ve üretken insan varlığımızla da dünyada örnek alınacak bir yapıdayız. Şu an itibari ile, dünyanın bir çok ülkesinde müteahhitlik hizmetlerimiz, Türk okullarımız, iş ve bilim adamlarımız icraatları ile göğsümüzü kabartmaktadırlar. Daha sayamadığım bir çok zenginliğimiz var. Ancak bu yazdıklarımla bile , Aslan’ın artık aynaya bakıp, gücünün farkına varması ve öylece bir tavır sergilemesi gerekir diye düşünüyorum. Bu bağlamda demem o ki; Mahalli seçimler artık yaklaşıyor. Temsili yönetimin sayın adaylarını hukuk kurallarına ve demokratik teamüllere göre halk olarak bizler seçeceğiz. Ben şahsen Şanlıurfamızdaki mahalli seçimlerde; öykümüzdeki aslan gibi aynaya bakarak halk ve ülke zenginliğinin gücünün farkına varmış ve bu uğurda kendini kanıtlamış, dürüst, şeffaf, engin gönüllü, vizyon sahibi, yenilikçi, bağnaz olmayan, yoksullukla ve her türlü yolsuzlukla mücadeleyi kendine hedef seçmiş, cesur temsilcilerimizi belirleyip oy vereceğim ve onları destekleyip, yürekten alkışlayacağım. Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…