K. Eren Akalın
25 Kasım 2008
Kış Ayının ayak seslerini bu sene ilk kez hissediyordu Urfa. Urfa Belediyespor Gaskispor maçı kimsenin umurunda değildi. Tribünlerde derin boşluklar vardı, birde hala dinmemiş bir öfke seli ;
– Adıyaman sizinle gurur duyuyor,
– Urfa sizinle rezil oluyor.
– Bizi satanı bizde satarız,
– Para-Şike, İşte Belediye,
– Belediye kümeye..
Fazlası da var elbette ama birçoğu burada yazılabilinecek şeyler değil maalesef ama rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki, Urfaspor taraftarları önceki Pazar’ın ardından Belediyesporla olan köprüleri tamamen atmış. Bir taraftar grubunun takımını protesto etmesi başka şeydir, rakip takımı açık açık desteklemesi başka şeydir. Yani geçen hafta Belediyespor’un kazandığını hala düşünenler varsa, şunu görmeleri gerekir ki, Belediyespor da bu işten oldukça zararlı çıkmıştır. Her koşulda da kaybeden Urfa olmuştur.
Tezahüratlardan aslan payını alan ise kuşkusuz Belediyespor’un kulüp başkanı Fevzi Yücetepe oldu ; maçın başından sonuna, çeşitli periyotlarla istifaya davet edildi.
Bu tezahüratları dinlerken J. Q. Adams’ın çok sevdiğim bir sözü geldi aklıma ; mürettebat farklı yönlere kürek çekiyorsa, kaptanın limanı görmesi hiçbir işe yaramaz.
Başkan Fevzi Yücetepe’nin limanı görüp görmediğini elbette bilemeyiz ama kendisi yolun sonuna geldiğini re’sen görerek, taraftarın sesine ivedilikle kulak vermelidir. Hele de dün Gaskisporun attığı golden sonra statta çınlayan Gaski tezahüratlarından sonra, çok fazla düşünmesine bile gerek yoktur. Maalesef mensup olduğu kurumu çok büyük bir yönetim zaafıyla en az 3 trilyon lira zarara uğratmıştır.
Dün Antep’in 3. takımına karşı 90 dakika mahkum oynayıp, son dakikalar da atılan golle beraberliğin zorla kurtarılması da bu işin cabasıdır.