Bülent Okutan
11 Şubat 2008
Biz ıl merkezi tandantlı gazete yazarları hakikaten çok nankörüz. Varsa yoksa Urfa diyor çala kalem Urfa için savaşıyoruz. Ama o Urfa’yı sadece il merkezi olarak düşünmenin ötesine geçemiyoruz. Yani bencillik ediyoruz. Bu ilin 10 ilçesi, onlarca beldesi ve sözün özü toplam üç bin yerleşim birimi var. Ama biri kör gözle, biz sadece Urfa’yı irdeliyor, o Urfa’nın sorunları için çabalıyoruz. Aralarında ilçelerimizin de bulunduğu üç bine yakın yerleşim birimimizi görmüyor, unutup, onlara üvey evlat muamelesi yapıyoruz. Bu büyük bir ayıp. Unutanların başında biz gazeteciler varız. Teknolojinin gözünü seveyim. Artık unutulanlar unutanları affetmiyor. Bir şekilde ulaşıp varlıklarını hissettirebiliyorlar. Son aldığım maillerden biri bunun en güzel kanıtı. Duyarlı Akçakaleli hemşerim hislerini o kadar güzel bana aktarmış ki, okur iken yanaklarım kızardı. Sonuna kadar haklıydı yazdıklarında. ısmi bende saklı kalmak kaydıyla bu güzel, duyarlı hemşehrimin satırlarına köşemde olduğu gibi yer vereceğim. Takdir sizin, eksikliklerimiz için, ayıp hepimizin; O mektup, dünün tabiri ile pulsuz dilekçe, bu günün E- MAıL’i şu şekilde; ‘Biz şanlıurfalılar özellikle ilçe ve köylerde ikamet etmekte olanlar gerçekten yalan vaatlerden bıktık. Ben Akçakaleliyim, Haziran ve Temmuz aylarında (Seçim Dönemi) Akçakale’deydim. Seçim maratonunun çok yakın bir şekilde takip ettim. Verilen onlarca sözden henüz bir tanesinin gerçekleştiğini görmüş değilim. Yılan hikayesine dönen bir Sınır Kapımız var, şanlıurfa – Akçakale Karayolu var, Nüfus bakımından şanlıurfa’nın en kalabalık 5. ilçesiyiz tek bir lisemiz var, öğrencilerin barınacakları ne özel nede devlet yurdu yok, şanlıurfa’da yayın yapan yerel radyo ve tvler bölgemizde çekmiyor (Yerel Seçimlerde Hariç), Bir yıl önce bitmesi gereken Kapalı Spor Salonumuz halen bitirilememiş, Akçakale – Suruç, Akçakale – Ceylanpınar arası kara yolları köstebek yuvası gibi, Tuzlaşma nedeniyle binlerce dönümlük araziler kullanılamaz halde, Köy Okullarımızdaki öğretmenlerin bir çoğu vekil öğretmen, KÖYDES tarafından yapılan köy yolları yine o yolları yapan firmaların ağır vasıtaları tarafından bozulmakta (Çakıl, Kum vs gibi malzemeleri taşıyan kamyonlar daha önceden yaptıkları köy yollarını kullanıyorlar ve yollar bir yılını doldurmadan yine bozuluyor bozulduktan sonra tekrar yamalıyorlar yada olduğu gibi bırakıyorlar) bunlara benzer onlarca sorun sıralayabiliriz ama vaktinizi fazla almak istemiyorum. ıçimiz kan ağlıyor, Ulusal yada Yerel Tv veya Gazetelere bu tür sorunlarımız yansıdığında hemen bir siyasetçi karşımıza çıkıyor ve açıklama yapıyor. Bu konuya el attım diye ertesi gün aynı gazetelerde “Falanca Filan Olaya El Attı” türünde başlıklarla medyanın gözünü çevirmeyi başarıyorlar yada yaptıkları işi yarıda kesip bırakıyorlar. Gaziantep komşu ilimiz aramızda iki saatlik bir yol var (Birecik ılçesi’nden 45 dk.) şanlıurfa neden bir Gaziantep olamıyor, bizim ne eksiğimiz var onların yan sanayisi bizim ise yalanlarımız var. Geçen gün “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5734 sayılı ”Gaziantep’e ıstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun”u onayladı.” diye bir haber okudum. Bizim şanımız var neden kimse sahip çıkmıyor buna, Gaziantep’in Milletvekilleri bizim vekillerden sayıca daha mı çok yoksa onlar bizimkilerden daha mı zeki ne eksiğimiz var anlayabilmiş değilim. Fıstık Birecik bölgesinde yetiştiriliyor Antepliler işletiyor diye adını sahiplendi. Sınır Kapısını’da sahiplenmek üzereler ki geçen yıl Kürşat Tüzmen denedi ama başaramadı. Sınır Kapısının bir an önce açılması için Edirne’de bir sınır kapısının projesini direk Akçakale’ye uyguladılar sırf kapı bir an önce açılsın diye fakat ne olduysa bilmiyorum halen açılmadı. şimdi de Gaziantep Kargo’yu elimizden aldığı gibi Sınır Kapısı’nı da elimizden aldı. Yakında Birecik Barajı’nı da Nizip yada Zeugma olarak adlandırırlarsa hiç şaşmamak gerekli diye düşünüyorum. Yıllardır TBMM’de bulunan vekillerimiz malesef tayin kaldırmak, başkaları hakkında karalayıcı dosyalar çıkarmak, kendi yakınlarını devlet dairelerinde koltuk sahibi yapmak, ıhale rehberlerini takip etmek gibi büyük ve çok önemli sorunlardan kafalarını kaşıyacakları vakitleri yok sanırım. Bilmiyorum aslında bir çok soru işareti var kafamda bir çoğunu çözebilmiş değilim, çözdüklerimde de sürekli yanılıyorum. Yazılarınızı sıksık takip eden bir okurunuz olarak sizden bir ricam var lütfen başkalarının düşüncelerine yada yazılarına cevap vermeyin. Siz bildiklerinizi gördüklerinizi yazın, bizler sizleri bu şekilde daha çok seviyoruz. Magazinden uzak durmanızı istiyoruz, zaten vuran vurmuş bize bari sizler bizlerin sesi olun.’ ılçelerimize sahip çıkın.’ YORUM SıZıN…