Bülent Okutan
6 Şubat 2008
Dün 5 şubat’tı. Bu yazıyı okuyanlardan çoğu için bu tarih bir anlam ifade etmiyor olabilir. Ama bizim için çok önemli. Dün biz Hizmet Gazetesi olarak 49 yılı geride bıraktık, ellinci yılımıza merhaba dedik.
Dile kolay koskoca bir yarım asır…
Hizmet Demokrat Türkiye adı ile yayın hayatına başladığında takvimler 1959 yılını gösteriyordu. Rahmetli dedem, kurucumuz ısa Okutan bu gazetenin temelini şimdiki Vilayet işhanının olduğu yerde tek katlı bir mücellithanede atmıştı. Ve ne ilginçtir ki o yüce insan gazeteye tek bir yazı yazmıştır. Kuruluşu müjdeleyen makalesi. Ve ardından görevi oğulları Ömer ile Nuri Okutan’a bırakmıştır.
Bu iki kardeşte babadan alınan bayrağı gazete günlüğe geçesiye, ölüm gibi kaçınılmaz sonlara kadar birlikte taşımışlardır. Bayrak yalnız mı taşınmıştır? Elbette ki hayır. şimdi aramızda olan ve olmayan bir çok el destek vermiştir kendilerine. Rahmetle andığım, Emin ve Mehmet Ustalarımız, Recep, Bakır, Mahmut, Mustafa, Halit, Emin, Ömer, Sait, Halil, Mehmet ağabeylerim hatırlayabildiklerim. Tabi günlük gazeteye geçişimizin dinamiği Yazı ışleri Müdürümüz yine rahmetli Yaşar ızgördü, haber dönüşü şehit olan amcam Halit Okutan.
Kimler gelip geçmedi ki bu gazetenin çatısı altından. Hizmet sadece bir gazete olarak sürdürmedi o uzun misyonunu. Tabiri caizse bir okul oldu. Yıllar yılı adı gibi Urfa için Hizmet olarak çıkarken, yeni gazeteciler de yetiştirdi, Urfa basının lokomotifi oldu. Daha doğrusu Hizmet’in çatısı altına girip mürekkep kokusunu teneffüs edenler, bu sevdayı terk edemediler. Aynı sevdayı gerek aynı çatı altında, gerekse de başka mekanlarda sürdürmeye devam ettiler. Sonuçta bu da bir kazanımdı Urfa adına.
Zaten bunu halen hiç biri inkar etmeme tevazuluğunu sürdürmekte, Hizmet’i minnetle yadetmektedirler.
Bu elli yılı başından sonuna yaşamadım. Ama gerek büyüklerimin anlattıkları, gerekse hep içinde gezindiğim tozlu arşivimiz ve gerekse de birebir şahidi olduğum yaklaşık 35 yıllık bölümü ile yakinen biliyorum, şahidiyim.
Özel günümüz için ne yazabilirim diye düşünerek oturdum klavyenin başına. Ama bir de baktım ki acılarıyla, tatlılarıyla geçen bu elli yıl, değil bir, elli makaleye sığmaz. Bu koca bebek işte öyle bir şey. Ve bu gün elli yaşına bastı.
Dedemin ilk günkü heyecanını amcam Ömer Okutan, Yayın Yönetmenimiz Ebru Okutan Akalın, köşe yazarlarımız, ustalarımız, emekçilerimiz ve hatta çıraklarımıza kadar bu günde yaşıyoruz.
Bir kez daha diyoruz ki ; ıyi ki varsın ve
‘HOşGELDıN KOCA BEBEK’