Bülent Okutan
25 Ocak 2008
Urfaspor istikrarlı Gaziantep ve üç büyüklerin belalısı Kayseri ile berabere kaldı.
Son maç Fenerbahçe ile Kadıköy cehennemindeydi. Kanaryalar neredeyse ikinci Pendik hezimetini yaşayacak iken ucuz kurtuldular.
Neydi bu başarının adı?
Azim. Kendini ispatlama.
Çocuklarımız Urfa adına oynamadılar sadece. Kendilerini de ispatlama anlamında ciğerlerini parçaladılar.
Bu neyi ortaya koyuyor biliyormusunuz?. Gaziantep, Vestel Manisa, Kayseri, Sivas gerçeğini.
Anadolu takımlarının, nasıl Anadolu kaplanı olduğu gerçeğini.
Super ligde işe başlayanlar alınan ilk sonuçların devamını getirmek için kendilerini parçalıyorlar. Ve ortaya kaplanlar çıkıyor. Bizim gibiler ise ellerine geçen ilk fırsatta bizde futbolcuyuz, bu arenada bizde varız diyorlar.
Kulüp fakir ama takım futbolcu. Ruh futbol ruhu. Sanki Roberto Carlos bu işe Real Madrit’te mi başlamış. Elbette hayır. O da bir mahalle takımından keşfedilmiş bir oyuncu. Carlos’luğunun tescili sonrasına dayanıyor.
Bizim çocuklarımız Saraçoğlu’nda aynı psikoloji ile direndi dünya devine. Ve terletti.
Ama neleri var, neleri yoksa ortaya koydular. Hayatlarının sınavını verdiler. Ve gerekirse futbolun nasıl oynanabileceğini ligin A’sının, B’sinin olamayacağını gösterdiler.
Ben burada diyorum ki olay maddi güç hadisesidir. Antepspor, Sivas, Kayseri bunu aşmıştır.
Kadıköy’de bunu şahsi enerjileri ile aşan gençlere maddi doping enjektesi ile bu çocuklarda o çıtayı aşarlar.
Ama nerdeeee? Ceplerde akrepler cirit atarken çok zor.
Onlar yerini, bizde utana sıkıla haddimizi bilelim. Akrepleri de elimizi zırt pırt cebimize sokup rahatsız etmeyelim!