Bülent Okutan
28 Aralık 2007
Türkiye’nin siyasi yaşamına damgasına vuran en karizmatik lider kim derseniz, Demirel diye yanıtlarım.
Bu politikacımız yıllarca konuşmuş ve hiçbir şey dememiştir. Hiçbir konuya parmağını sertçe basıp kaos yaratmamıştır. En kritik dönemde sağcısı solcusu sokaklarda iken ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ deyip işin içinden çıkmıştır.
Ve siyasi yaşamını ‘Dün dündür, bugün de bugün’ diyerek noktalayıp devletin zirvesine yürümüş. Oradan da Güniz sokağa inip ebediyen susmuştur.
Hayranıyım.
Dünyada eşi benzeri olmayan bir insan.
Konu o mu?
Elbette hayır. Dün gazeteye uğradım. Yazı ışleri sorumlumuz Mehmet yılın son yazısı için talepte bulundu.
‘ıstersen 2007’yi bir değerlendir’ dedi.
Yani geride kalan olumsuzluklarla dolu o bir yılı gözler önüne ser. Olayların kritiğini yap.
Niye?
Çok mu hoş geçmişti o koca yıl?. Nişanmıydı, o boynumuza asacağımız rezillikler?Daha doğrusu olumluluklar, olumsuzlukları bastırmışmıydı on iki ay boyunca?. Elbette hayır. Alın Yusuf Sabri’nin köşesini. Orada 2007’nin Karabasan gibi üstümüze çöken felaketlerini bir kez daha yaşayın.
Ben bu sefer Demirel gibi düşüneceğim. 2007’ yi ne anmak, ne de anımsatmak istiyorum.
Dün dündür, bu gün de bugün diyorum. Ve yarınlar için temennilerim var.
Konuşup ta hiçbir şey söylememek değil, Mavi Gözlü devin bir söyleyip, bin anlattığı satırlarla yeni yılı karşılamak istiyorum.
Her şey geçmişte kaldı. Ne demişti üstad Nazım;
-Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine
-Bu memleket, bu hasret bizim…
Bu düşünce ve duygularla;
HOşGELDıN 2008, SEFALAR GETıRDıN…