Mehmet Göncü
28 Haziran 2007
Canlı hayatın olduğu ve adına dünya dediğimiz bu güzel gezegende bugün itibarı ile 6.5 milyar insan yaşamaktadır ve insan nüfusu bilinen nedenlerle diğer canlılara göre daha çok artmaktadır. Örneğin, son yüzyılda yüzde 250 oranında bir artış olmuştur.
Fosil yakıtları saymazsak dünyamızın güneşten aldığı enerji miktarı yıllık 200 trilyon dolar civarındadır.
ışte bu enerji kaynağı ile gezegenimizde canlı yaşam motoru çalışmakta ve dolayısı ile süreklilik kazanabilmektedir.
ınsanın dışındaki canlılar, eko sistem içinde birbirlerine yaşam enerjisi aktararak hayat olgusunu aksaksız sağlarlar ve sürdürürler.
ınsan ise tabiata karşı gelerek ve bencil bir yaklaşımla kendi yaşam hakkından fazla bir enerjiyi kullanma istidadında ve isteğindedir. ışte bu haksız isteklerini geçmişte ve günümüzde üretim araçlarını ellerinde bulunduran bazı insan gurupları gerçekleştirmişlerdir.
Bu bağlamla ilgili örneğin; Birleşmiş Milletler Örgütü’nün açıklamalarına göre, dünya gayri safi hasılasının yüzde 86’sını mevcut nüfusun beşte bir azınlığı israf ederek harcamaktadır. Yani 6 ekmeğin 5’ini bir kişi kapmaktadır. Geriye kalan bir ekmeği de 5 kişi aralarında paylaşmaktadır. Bu nedenle dünyanın 5’te dördü açtır.
Bu nedenle dünyanın büyük bir bölümü aç, hasta, korku içinde yaşarken, azınlık bir yüzü ise tokluktan obezite olmuş, israf ve bolluk içinde refah enflasyonunu yaşamaktadır. ışte bu sömürgeciler üstüne üstlük bu haksız durumu zorla ve zorbaca sürdürmekte ısrarlı olduklarından dünyanın öbür yüzünü sömürmek için zorbalık ve silah kullanmaktadırlar.
Ayrıca bugün sebep oldukları küresel ısınma nedeni ile meydana gelen kuraklığın ve iklim değişikliklerinin zararlarını da yoksul ülkeler ve fakir insanlar çekmektedirler. Öte yandan kurnazca bir uygulama ile dünyada çıkardıkları savaşlar ve iç kargaşalar nedeni ile mülteci durumuna düşmüş insanların perişan hallerini insanlığın gözünden kaçırmaktadırlar.
şimdi soruyorum:
Sudan, Filistin, Lübnan, Etopya, Siereleone, Zambiya, Pakistan, Karaşi, Kamboçya, Yemen mülteci kamplarında yaşanan insanlık ayıbının suçluları kimlerdir? Ayrıca Latin Amerika’da, Afrika’da, Asya’da yaşanan açlığın sefaletin sorumluları kimlerdir? Karabağ’da şu an yaşanan dramın sorumlu ağa babaları kimlerdir?
Bana göre; bu sorumlular kesin olarak dünyayı çeşitli adlar altında ve çeşitli boyutlarda sömüren bir gurup emperyalist sömürgeci ve onların işbirlikçileridir.
2004 yılında dünyaya bir trilyon dolarlık silah satan bu sömürgeci karteller aynı zamanda dünyadaki büyük medya kuruluşlarının önemli bir kısmının da sahibidirler. Bu nedenle dünya kamuoyunun yukarıda saydığım mülteci kamplarında yaşanan durumdan ve üç milyar insanın açlığından yeterince haberdar değildirler. Kuşkusuz tarih bu durumu 21. yüzyılın yüzkarası olarak belirleyecek ve zillet dolu ibret çöplüğüne atacaktır.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.